Akhamenid Gordion

The excavations at Gordion, with a massive mound in the distance.

MÖ 546’da Lydia kralı Kroisos’un ordusu II Kyros (“Büyük”) tarafından yönetilen Pers ordusu tarafından yenildi. Bunun ardından gerçekleşen temizleme süreciyle birlikte Lydia eyaletleri, Godion’da dahil olmak üzere, Anadolu’nun kalanı ile birlikte Pers İmparatorluğu’na geçti. Yönetimdeki hanedanın ardından Akhamenid olarak adlandırılan bu imparatorluk dünyanın gördüğü en büyük politik varlık idi ve Balkanlar’dan Hindistan’a genişleyen sınırları Büyük İskender tarafından işgal edilinceye kadar iki yüzyıl kadar devam etti.

Three people sweeping a large, flat, stoney area at Gordion.
Şekil 2|Gordion’daki tarihi ana yol (Kral Yolu) kazısı.

Persler, Frig bölgesini iki satraplığa (yönetim bölgesi) ayırmıştır. Çanakkale yöresi tarafındaki Frigya’nın başkenti Daskyleion (Marmara denizi kıyısında Gordion’un 250 km kadar batısında) idi ve Gordion’un içinde kaldığı satraplık idi. Diğer satraplı, Büyük Frigya eski Frigya topraklarının güneyini içine alıyordu ve Kelainai (modern Dinar) başkenti idi, ve Gordion’dan oldukça uzaktı.

Gordion, Türkiye’de geniş çaplı olarak Akhamenid dönemi (MÖ 546-334) tabakalarının kazıldığı birkaç yerleşmeden biridir. 546’da Aşağı Şehir’deki Pers saldırısının izleri ok başı yoğunluğu (bir kısmı savunma duvarları içine gömülmüş olarak bulunmuştur), Küçük Höyük sur kompleksine karşı yapılmış olan anıtsal saldırı rampası, bina içinde ölü asker iskeletleri ve saldırıdan sonra savunma yapılarının tahribatı ile izlenebilmektedir.

Persler Gordion’u ele geçirdiklerinde, büyüklük ya da zenginliğinde bir gerileme olmadı, ancak sabit kaldı, hatta maksimum seviyesine ulaştı. Her ne kadar Gordion artık bir başkent değildiyse de, güçlü ekonomik yapısı ve sakin koşulları ile hala önemli bir merkez idi. Gerçekten de, Pers yönetiminin ilk jenerasyonları yerleşmenin genel karakterinde önemli bir değişikliğe tanık olmamışlardır.

A large group of people working with shovels to excavate.
Şekil 3|İç Kale Höyüğü’nde Akhamenid tabakaların kazısı.

Erken Akhamenid Gordion

Gordion’da Akhamenid İmparatorluğu’nun erken dönemleri (MÖ 550-400) Orta Frig dönemi evrelerinin güçlü bir devamı niteliğindedir. İç Kale Höyüğü üzerinde, var olan Demir Çağı mimarisinin höyüğün doğu kısmının genel yapısı çoğunlukla korunmuştur. Her ne kadar yerleşme artık bir kraliyet merkezi ve hatta satraplık başkenti değilse de, fonksiyonel devamlılığı ve yüksek statünün devamını düşündürmektedir. Gordion’un bu dönemdeki elit statüsü ayrıca Yunanlı tarihçi Ksenophon tarafından (Hellenika I.iv.1:33) MÖ 408’de satrap Pharnabazos’un Atinalı temsilcilerle birlikte kentte kışı geçirdiğinin anlatıldığı bölümde onaylanır.

Erken Akhamenid dönemde Tümülüs gömülerdeki devamlılık da ayrıca Gordion’da Demir Çağ’ın devamının kanıtı niteliğindedir ve güçlü elit kesimin varlığının da göstergesidir. Her ne kadar Gordion’da bazı MÖ 6. yüzyıl Tümülüslerini Pers istilasının öncesi ya da sonrasına tarihlemek zor olsa da, en çarpıcı örneklerden biri, Tümülüs A, MÖ 540-530’a tarihlenmektedir. Bu zengin bir yakma kadın gömüsüdür ve parçalarına ayrılmış bir cenaze arabası, koşum takımları, gümüş bir ayna ve altın kolye dahil olmak üzere çarpıcı metal objelerle birlikte gömülmüştür. Parçalarına ayrılmış arabaların elit mezarlarında yer alması aynı dönemden Çanakkale bölgesi satraplığının batı kesimleri ile paralellik göstermektedir (örn. Üçpınar).

Perslerin Frigler üzerindeki kültürel etkisi başlangıçta sınırlı görünmekle birlikte arkeolojik olarak saptanabilmektedir. MÖ 6. yüzyılın ikinci yarısında bazı Akhamenid kap türleri Gordion’da kullanılmaya başlar ve yerel sanatçılar bu kap tiplerini kendi seramiklerine ve metal ürün repertuarlarına eklerler. Ayrıca kadınlar, Levantin, Yunan ve yerel tiplere ek olarak Akhamenid tarzı mücevherler kullanmaya başlarlar. Akhamenid idarenin asıl kanıtlarından biri Aramca yazılmış Pers ismiylr bir silindir mühürün varlığıdır. Bunun dışında Gordion’da imparatorluk etkileri iki Frig satraplığının başkentlerinin ve Lydia ve Karia’nın tersine seyrektir.

Four checkerboard patterned objects, broken and pieced back together.
A cylinder seal and it's impression which shows two figures facing each other and standing on griffons, with a winged figure inbetween.
Şekil 4|Aramice yazılı Pers mührü.

Devamlılığın kanıtlarına rağmen, bu dönemde Gordion’un yapısal çevresinde belirgin değişiklikler göze çarpmaktadır. İç Kale Höyüğü’nün doğu kısmında, MÖ 500 civarına tarihlenen lüks inşaat programları yürütülmekteydi. “Boyalı Ev” ve Orta Frig A Binasının yenilenmesi ve kısmen yıkımı ve “Mozaik Binası”nın eklenmesi dikkati çekmektedir. Bu binaların genel yapılarında farklılıklar görülse de, aynı tip mimari pişmiş toprak özelliklere sahiptirler. Bu binaların benzer çatı sistemine sahip olduklarını düşündürür ve muhtemelen tek bir yapılanma programına aittirler. Boyalı Ev ve Mozaik Binası Gordion’da yeni bir mimari tarzını işaret eder ve Pers yönetimi ile gelen yeni kültürel özellikleri yansıtır.

İç Kale Höyüğü’nün batı kısmında ve Aşağı ve Dış Şehir’lerde kazılar taş temelli sağlam yapılarla birlikte yarı gömülü çukur evleri ortaya çıkarmıştır. Ev formlarındaki bu çeşitlilik ve ev içi düzenler (ocak ve fırınlar), hayvan kemiklerindeki istatistik farklılıklarla birleştirilmiş ve Akhamenid Gordion’da etnik komşulukların var olduğu sonucunu düşündürmüştür. Akhamenid dönemde dış Şehir’in genişleme sınırları kesin değildir, ancak tüm açmalar Akhamenid dönemi mimarisinin birkaç evresini barındırmaktadır.

Gordion, Pers dönemi boyunca ekonomik bir merkez olma özelliğini korumuştur ve önemini arttırmış olması mümkündür. Taş, kemik, fildişi ve metal obje üretimi kesindir. Yüksek kaliteli seramik ithalleri Attik ve Lydia kaplarını içermekte ve ithal Yunan şarabı MÖ 6. yüzyıldan itibaren görülmektedir.

A Binası ve Mozaik Binası

Kalenin doğu girişinin güneydoğusunda yer alan A Binası, 80 m’den daha uzun olan megaron binalar sırasından oluşmaktadır. MÖ 500 civarında önemli bir tadilat geçirmiştir. Kuzeydoğu uçtaki iki megaron yenilenmiş ve kullanılmaya devam etmiştir. aynı zamanda güneydoğu uçtaki iki megaron farklı bir yapı kompleksi olan Mozaik Binasına yer açmak için yıkılmışlardır. Bu çoklu odalardan oluşan binanın dışı işlenmiş büyük andezit bloklarıyla kaplanmış avluyla çevrilidir. Avlu renkli nehir çakıl taşlarıyla oluşturulmuş meander desenli mozaiklerle kaplı odalara geçişi sağlamaktadır. Kırmızı boyalı bir sütun kaidesi hala orijinal konumunda durmaktadır. Bu sütun kaidesinin bir eşi girişin diğer tarafında yer alıyor olmalıdır. İki sütunlu giriş ziyaretçiyi eksensel bir törenle andezit kaplı dış avludan mozaikli ön odaya ve oradan da mozaik taban dekorasyonlu ana kült ya da taht odasına yönlendirmektedir. Bu kompleksin fonksiyonu kesin olarak bilinememektedir, ancak bir Ateş Tapınağı olma olasılığı vardır.

An excavated floor covered in geometric mosaic in the meander pattern.
Şekil 6|Mozaik Binası kazısı.
Map of Gordion showing buildings and the location of the Painted House.
Şekil 7|Doğu kale kompleksi içinde dış avluda Boyalı Ev’in bulunduğu yer.

Boyalı Ev

Boyalı Ev alışılmadık şekilde çok küçük, Orta Frig döneminden iki megaronun (C ve G binaları) arka uçları arasında kısmen saklı konumda yer almaktadır ve kale giriş kompleksinin içinde dış avludadır. Binanın girişi kaledeki diğer binalardan farklıdır. Avluya dönük şekilde konumlandırılmak yerine, çevre duvarına bakmaktadır ve bina girişine ancak iki megaronun arkasına geçilmek yoluyla ulaşılabilmektedir. Girişe dört basamakla inilmekte, ardından sola dönülerek yine bir basamak inilerek ön odaya ulaşılmaktadır. Ana odaya girmek için sağa dönmek gerekmektedir. 4.50 x 3.75 m ölçülerinde, avlu seviyesinden ve hemen yanındaki megaron zemin seviyelerinden yaklaşık 1 m aşağıdadır. Dar, çetrefilli giriş ve odanın gömülmüş yapısı hiç ışık almadığını ya da çok az aydınlandığını göstermektedir.

Ön odanın duvarları, pişmiş toprak çivilerden oluşmuş mozaikle süslüydü ve bunlardan yaklaşık 1000 adet gri-mavi sıva zemin üzerinde bulunmuştur. Ana odanın zemini çöküntü molozları ile kaplıydı. Birkaç figürlü frizi oluşturan binlerce boyalı duvar sıvası parçaları bu molozların arasındaydı. Bunlardan en büyüğü 2 ayak uzunluğunda ve insan figürlerinin törensel geçişini gösteren parçalardır. Bu geçiş töreni sağ ve sol duvarlarda devam eden iki gruba ayrılmış ve kapı karşısında yer alan arka duvarda birleşiyor olmalıdır.

Figürlerin çoğunluğunu parlak renklerde khiton, khimation, türban ve duvaklar giymiş, kolyeler, bilezikler, küpeler gibi süslü mücevherler takmış kadınlar oluşturmaktadır. Küpeler, Granikus vadisinden ele geçen Polyksena lahdi üzerindeki tasvirlerde olduğu gibi kulakları örten parçalara tutturulmuşlardır. Çiçek ve defnelerden taçlar katılımcıların başlarını süslemektedir. grifon protomları taşıyan başlıklar giymiş olan figürler farklı bir seviyeyi işaret ediyor olmalıdır. Bunlar Matar/Kybele dışında Frig kadınının tasvir edildiği az örnekten birkaçıdır.

Geçit töreninde fark edilen bazı özel hareket ve özellikler bulunmaktadır. Figürlerden bir tanesi sağ elini dudaklarına doğru kaldırmıştır. Bu Akhamenid sanat repertuarında çok iyi bilinen saygılı bir sessizliğe işaret etmektedir. Bir tanesi dizlerinin üzerine çökmüş olan diğer birkaç figür, akıtacaklı kaplar ve pipetler taşımaktadır ve bunlardan bir kısmı katılımcılar tarafından kullanılır görülmektedir. Mobilyaların görüldüğü parçalar muhtemelen ziyafet sahnesine işaret etmektedir.

Diğer figürler daha küçük ölçekli çizilmişlerdir ve muhtemelen ikincil panel ya da frizlere aittirler. Parçalar, mavi giysiler içinde egzersiz yaparken betimlenen genç atletleri, müzisyenleri, mimari öğeleri (bir tanesi bir Aeol sütununu göstermektedir), kuşları, ağaçları, ve meyve toplayan bir kızı göstermektedirler. Kırmızı geometrik desenler ve çizgiler tavanı süslemektedir. Genel olarak, kırmızı en baskın renktir, bunun yanında mavi ve yeşil de yoğundur. Kahverengi ve sarı ise az olarak kullanılmıştır.

Boyalı Ev’in arkeolojik konteksti figür stili ile birleştirilmiş ve bina ve dekorasyonu MÖ 500-490 civarına tarihlenmiştir. Çok renkli ve süslü iç dizaynlar en yakın benzerlerini, hemen hemen aynı döneme ait olan Kızılbel ve Karaburun gibi Lykia mezarlarında bulmaktadır. Bu mezarlarda da ziyafet ve atletik sahneler yer almaktadır. Boyalı Ev’in yeri mezar olma olasılığını elemektedir, ancak engellenen giriş, aydınlatma azlığı ve yarı gömülmüş yapısı binanın özel bir fonksiyonu olduğunu göstermektedir. Bunu betimlerdeki kadın hakimiyeti ve alışılmadık baş giysileri desteklemektedir.

Kanıtlar, kadın figürlerinin belirgin hakimiyeti, herhangi bir av, savaş, ya da erkek figürü olmayışı, heroondan ziyade bir kült alanı olma olasılığını düşündürmektedir. Girişin konumu binaya giren kişinin statüsünün dikkatle izlendiğini ve yanındaki binalarla olası bir linkin varlığını işaret etmektedir.

Excavated room foundations and floor.
Şekil 8|Kuzeydoğu yönünde, kazını ardından, Boyalı Ev’in yıkılmış kalıntıları. Ana odanın kaliteli gri-mavi taban sıvası ve önde basamaklı giriş. Sağda C binasının kuzeybatı duvarı.
Drawing of a depiction of two people in robes and headpieces, a third person crouching behind them and holding a pitcher.
Şekil 9|Sürahi ve pipet taşıyan kadınlar. Rekonstrüksüyon; Piet de Jong.
A drawing of a depiction of a person in a red robe, with long hair, from the waist up.
Şekil 10|Saygılı bir sessizliği simgeleyen el hareketi.
A footed cup with handles that has been pieced back together from fragments, top and side view.

Gordion’da İthal Seramik

Akhamenid yönetimi boyunca, Gordion’a Atina, Korinth, Lakonia (Sparta) ve doğu Yunan’dan (Türkiye’nin batısında belirlenemeyen üretim merkezleri) seramik gelmiştir. Atina ithalleri Akdeniz’de bir çok yerde olduğu gibi hakim konumdadır. Gordion’a, çok kaliteli siyah firnisli ve figürlü seramik girmiştir. Pistoxenos Ressamı ve Penthesilea Ressamı gibi birinci derece ressamların vazoları bunların arasındadır. 2 mm’den daha ince cidar kalınlığı ve özenli kazıma ve baskı bezemeleriyle narin siyah firnisli kaplar MÖ 5. yüzyılda Gordion’a ulaşır. frig döneminde olduğu gibi içki kapları yoğunluktadır, ancak şimdi oinokhoe ve lekythos kapları tamamlamaktadır. Keith DeVries’in not ettiği gibi ithal kaplar üzerindeki bazı bezemeler “sipariş” üzerine yapılmış görünmektedir. Figürlü bazı kap sahneleri “doğulu” görünümlü özellikler barındırır, ya da Atinalıların doğuluların göründüğünü düşündüğü şekilde betimlenmişlerdir. Sotades Ressamı tarafından bezenmiş Amazon figürlü bir grup Attik rhyton, Akhamenid ve Friglerin plastik rhyton ilgisini cezbetmiş olmalıdır.

Frig Gordion’unda Yunan ve Doğu yunan kaplarının varlığı kentin kozmopolitliğini göstermektedir. Kraterler ve içki kapları bu dönemde özellikle benimsenmişlerdir. Yunan dünyasında şarap sempozyumlarında içki kabı olarak kullanılan, Skyphos, Kyliks gibi kap formlarının, Frig yemek kültüründe aynı fonksiyonu sürdürüp sürdürmediği kesin değildir. Gordion’lu Friglerin komple yemek setlerini ithal etmedikleri görülmektedir. Bu durumda ithallerin yerel sofra ritüellerinde tamamlayıcı olarak kullanıldığı ve kullanıcısının statüsünü gösterdiği düşünülebilir.

Several painted vase fragments, showing a warrior on a black background.
Şekil 11|Sotades ressamına ait bir rhyton.

Geç Akhamenid Gordion

İç Kale Höyüğü üzerindeki kazılar, ithal Yunan seramiğine göre MÖ 400 civarına tarihlenen büyük bir yıkımın kanıtlarını ortaya çıkarmıştır. Kale kompleksi içinde A Binası, Mozaik Binası ve Boyalı Ev gibi taş binaların tahribi görülmektedir. Çatı kiremitleri ve diğer molozlar bu binaların zeminlerini kaplamıştır ve yangın izleri görülmektedir. Bu “tahribat tabakası”, bir depremle ilişkilendirilmektedir.

Bu zamanda (MÖ 395), Gordion Sparta Kralı Agesilaos’un ordusu tarafından, batı satraplıklarına yöneltilen geniş çaplı baskının bir parçası olarak saldırıya uğramıştır. Yunan metinleri (tarihçi Oxyrynchus ve Ksenophon) zayıf savunmalı Gordion’a yapılan bu saldırının birkaç gün sürdüğünü, ancak Pers savunması karşısında başarısız olduğunu ve Agesilaos’un geri döndüğünü yazarlar.

Geç Akhamenid (ya da “Geç Frig”) Gordion’u (MÖ 400-330) geçmişin büyüklüğünden uzak bölgesel bir nitelik taşımaktadır. Bu dönemde, Gordion’un bir zamanlar sahip olduğu anıtsal mimariden çok azı kalmıştır ve çağdaş Yunan yazarlarından edinilen bilgiye göre Gordion, güneydoğu Frigyanın büyük kentleri Kelainai ve Kolossai karşısında geri kalmıştır. Geç Akhamenid Gordion’undan elit Tümülüs mezarlarına ait bir veri bulunmamaktadır (bunlar Hellenistik dönemde tekrar görülmeye başlar). İki Frig satraplığının diğer bölgelerinde karakteristik olan Greco-Pers mezar stellerinin de izleri görülmemektedir.

İç Kale Höyüğü üzerinde kazılar, daha erken dönemden anıtsal yapıların birçoğunun yıkıldığını ve bunların taşlarının gösterişsiz yarı gömülü evlerin, atölyelerin, mahzenlerin ve diğer küçük binaların yapımında kullanıldığını ortaya çıkarmıştır.

Bununla birlikte Gordion hala güçlü bir iletişime sahip büyük bir kentti ve endüstriyel ve ticari bir merkez olarak önemini korudu. Ticari malları çekmeye devam etmiştir: Yunan kaliteli seramiği (özellikle Attik) öncesinden daha büyük oranlarda kente gelmeye devam etmiştir ve Yunan şarabı genel bir ticaret maddesi idi. Bunun yanında kentte yoğun metal, alabaster ve kemik üretimi bulunmaktadır.

Pers imparatorluğunun hakimiyetinin coğrafyası geç Akhamenid dönemlerinde Gordion’un kısmen küçülüşünün sebebini güç merkezinden uzaklığı ile açıklayabilir.

An excavated flat area.
Şekil 13|Kazılarda ortaya çıktığı haliyle Boyalı Ev’in zemininden bir bölüm. Sağa doğru, kazılmamış kısım, çatı kiremitleri ve moloz yığınları içeren yıkım tabakası zeminin üzerinde görülebilir.
An excavated stone block wall being held up with poles as people continue working.
Şekil 14|Demir Çağı ve Pers dönemi kale giriş binası kalıntıları. MÖ 400’e tarihlenen bir depremle yıkılmıştır.

Bibliyografya

  • DeVries, K. 1997. “The Attic Pottery from Gordion,” in Athenian Potters and Painters, ed. J. Oakley, W.D.E. Coulson and O. Palagia, Oxford, pp. 447–455.
  • Kohler, E. L. 1980. “Cremations of the Middle Phrygian period at Gordion,” in From Athens to Gordion: The Papers of a Memorial Symposium for Rodney S. Young (University Museum Papers 1), ed. K. DeVries, Philadelphia, pp. 65–70.
  • Mellink, M. J. 1980. “Archaic Wall Paintings from Gordion,” in From Athens to Gordion: The Papers of a Memorial Symposium for Rodney S. Young (University Museum Papers 1), ed. K. DeVries, Philadelphia, pp. 91–98.
  • Voigt, M.M., and Young, T. C. Jr. 1999. “From Phrygian Capital to Achaemenid Entrepot: Middle and Late Phrygian Gordion,” Iranica Antiqua 34, pp. 192–240.
  • Young, R.S. 1965. “Early Mosaics at Gordion,” Expedition 7 (Spring), pp. 4–13.