Tüm Makaleler

Tarihsel Bakış

Gordion antik dünyanın en önemli yerleşimlerinden biridir. Öncelikli olarak, MÖ 1. Binin erken dönemlerinde orta Anadolu’da hüküm sürmüş olan Friglerin politik ve kültürel başkenti olarak bilinmektedir. Gordion, anıtsal Frig mimarisi, MÖ 800’e tarihlenen geniş tahribat tabakası, Frig kraliyet ailesine ve aristokratlarına ait zengin mezarları ile Frig uygarlığı için başlıca arkeolojik yerleşim yeridir. Antik bir uygarlığın ulaştığı materyal seviyeyi aydınlatmada Atina, Roma, Pompei, Hitit başk

Akhamenid Gordion

MÖ 546’da Lydia kralı Kroisos’un ordusu II Kyros (“Büyük”) tarafından yönetilen Pers ordusu tarafından yenildi. Bunun ardından gerçekleşen temizleme süreciyle birlikte Lydia eyaletleri, Godion’da dahil olmak üzere, Anadolu’nun kalanı ile birlikte Pers İmparatorluğu’na geçti. Yönetimdeki hanedanın ardından Akhamenid olarak adlandırılan bu imparatorluk dünyanın gördüğü en büyük politik varlık idi ve Balkanlar’dan Hindistan’a genişleyen sınırları Büyük İskender tarafından işgal edilinceye kadar

Demir Çağı Gordion’u

Gordion en iyi Friglerin ve uygarlıklarının başkenti ve ünlü Frig karlı Midas’ın yönetim merkezi olarak bilinmektedir. Gordion’da İç Kale Höyüğü üzerinde Frig yerleşiminin başlamasını işaret eden kısmen sade Erken Demir Çağı (MÖ 1200-950) evresinin ardından, kent Erken Frig Dönemi’nde (MÖ950-800) Frig eyalet kavramının ortaya çıkışının işareti olarak anıtsal bir boyut kazanır. Frig politik gücünün Orta Frig Demir Çağı’na (MÖ 800-550) doğru gelişmesini mimarideki yansımalarından ve gitgide art

Helenistik Gordion

Efsaneye göre, Gordion’un Helenistik tarihi, Pers seferinin ilk yılında (MÖ 333) Büyük İskender’in bölgeyi ziyareti sırasında Gordion düğümünü kesmesiyle başlar. İskender’in ziyareti, bölgenin Batı Ön Asya’dan Orta Asya’ya giden yolda ticaret, ulaşım ve askeri harekât açıdan stratejik konumunun bir göstergesi olarak görülebilir. Frig kültürünün birçok unsuru bu dönemden sonra etkinliğini yitirmeye başlar: Yunan tanrılarına tapınılır ya da en azından bu tanrıların varlığı bilinir. Bununla birl

Bronz Çağı Gordion’u

Üst seviyelerdeki Frig Demir Çağ yapıları nedeniyle Bronz Çağı Gordion’u hakkında bilgilerimiz kısıtlıdır. Kent MÖ 2500’lerde Bronz Çağında yerleşim görmeye başlamıştır ve Erken Demir Çağı’na (MÖ 1100) kadar yerleşmede bir değişiklik olmamıştır. Bronz Çağı materyallerinin çoğu İç Kale Höyüğünde gerçekleşen üç derin sondajdan ve höyüğün kuzeydoğu sınırında mezarlıktan gelmiştir.

Yerleşme için en erken kanıtlar mezarlıktan gelmiştir. Bunlar; bir lahit (Tümülüs F altında) ve basit inhu

Roma Dönemi Gordion’u

İmparator Augustus’un MÖ 25’te Galatya’yı imparatorluk topraklarına katışını takiben, Augustus ya da erken Jülyo-Kladyus döneminde (yaklaşık MÖ 25 – MS 25) Gordion İç Kale Höyüğü’nde yeni bir yerleşim kuruldu.

Roma Gordion’una ait günümüze gelebilmiş tek yazılı kaynak olarak gösterilen coğrafyacı Strabon’un Augustus dönemine ait yazıları, söz konusu alanı etrafındakilerden biraz daha büyükçe bir kasaba olarak tarif eder (Coğrafya 12.5.3). Görünüşe göre, bu yerleşim alanı MS 5. yüz

Ortaçağ Gordion’u

Teknik olarak, Gordion’da ortaçağ, Erken Bizans Devri’nden (6. yüzyıl) Anadolu Selçukluları ve Erken Osmanlı Dönemi’ne kadar uzanır.

Bizans

Roma Devleti’nin ortaçağda doğudaki devamı olan Bizans İmparatorluğu en parlak döneminde sadece Ön Asya’da ve güney Balkanlar’daki ana topraklarını değil, Akdeniz kıyılarını, İtalya’yı ve kuzey Balkanlar’ı da kontrol ediyordu. MS 7-10. yüzyıllar arasında, imparatorluk thema (themes/themata) denilen askeri yönetim bölgelerine ayrıldı

Modern Gordion

Gordion’da modern dönem, Kurtuluş Savaşı’nı takiben 1923’te Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla başlar.

Gordion, Ankara’nın 100 km kadar batısında, Orta Anadolu platosunun bozkır topraklarında ve 18 km kadar güneydoğu’daki büyük ve önemli bir ilçenin, Polatlı’nın sınırları içerisinde yer alır. Günümüzde ana iletişim yollarından uzakta kalan Gordion’da artık büyük ve kalabalık bir yerleşim olmasa da, hayat Gordion çevresinde devam etmektedir.

Yassıhöyük köyü, Demirçağı şehr

Kronoloji

Gordion evreleri, farklı birkaç şekilde isimlendirildi ve tamamı aşağıda eski ve yeni veriler arasında karşılaştırma yapmayı kolaylaştıracak şekilde toplandı. Young’ın temel stratigrafisi mimari öğeler (binalar, bina evreleri) üzerine kurulu, Erken Frig, Hellenistik. Voigt tarafından yürütülen kazılar ise insan faaliyetleri ve doğal gelişmelerdeki değişikliklere odaklandı. On büyük kronolojik birim belirlendi, her biri mimari, obje tipleri ve bazı durumlarda bitki ve hayvan kalıntılarına göre

Osmanlı Dönemi Gordion’u

Ortaçağda bir beylik olarak kuruluşundan 15. yüzyılın ortalarına gelindiğinde, Osmanlılar, Anadolu ve Balkanların en güçlü devleti olmuştu. En parlak devrini, 16 ve 17. yüzyıllarda, Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da çok geniş toprakları kontrol ettiği dönemde yaşamıştır. 19. yüzyıl sonlarına doğru gerilemeye başlayan devlet, Birinci Dünya Savaşı’nda kaybeden tarafta savaşa girmiştir. Sevr Antlaşması’nın hükümleri gereğince Türk topraklarının galip İtilaf devletleri tarafından paylaşılm

Gordion Dijital Haritalandırma Projesi

Gordion’da şimdiye kadar 30dan fazla kazı sezonu geçirilmiştir. Bu çalışmaların sonucunda, Yakın Doğu’nun antik dönemine ait en zengin arkeolojik verilerden biri elde edilmiştir. Ancak kazı alanının mekansal temsili yeterince açık olmadığı için kazıdan çıkan materyallerin analizi ve ilgili yayınların yapılmasında engeller bulunmaktadır. Kazı alanının tam bir planı bulunmamaktadır, antik mimari kalıntılarının bir kısmı kesin olarak kazı alanı ve çevresinde bulunuyor olabilir. Durumun ciddiyeti

Gordion’daki Arkeolojik İncelemeler

Alman klasikçi Alfred Körte’nin 1893’te Sangarios (Sakarya) nehri üzerinde bir yeri ziyareti sırasında, aynı bölgede Berlin-Bağdat tren yolu inşa eden mühendisler antik bir yerleşime ait kalıntılarla karşılaşmışlardır. Körte, antik Yunan ve Latin yazarlarının eski Frig başkenti için söylediklerinden yola çıkarak bu antik yerleşimi Gordion olarak tanımlamıştır. Yedi yıl sonra, 1990’da, Gordion’a kardeşi Gustav ile birlikte geri dönmüş ve üç ay süren bir kazı çalışması başlatmıştır. Bu kazı çal

Bölgesel Yüzey Araştırması

Gordion Bölgesel Yüzey Araştırması (GBYA) 1999 ve 2002 yılları arasında yürütülmüştür ve uzun süreli yerleşme düzeni ve Geç Bronz Çağından Akhamenid Dönemine arazi kullanımı arasındaki ilişkiyi incelemiştir. GBYA’nın hedefleri yerleşme tiplerinin belirlenmesi, coğrafik karakterleri, zaman içerisinde yerleşme tiplerindeki değişiklikler ve bozulmalar ve çevre ve kültürel değişimler arasındaki karşılıklı ilişkilerdir.

Merkezde Gordion yerleşmesi olacak şekilde 20km x 20km bir alan yüze

Arkeobotani

Ilıman iklim kuşağında yer almasından dolayı Türkiye, zengin bir bitki örtüsü ve birçok endemik türü barındırmaktadır. Gordion bölgesinde metrekareye düşen yağmur oranı ve ağaç örtüsü yükseğe çıkıldıkça azalmaktadır. Bin yıllardır bu bölgede yaşayan insanlar, çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşmış, bu nedenle de bitki örtüsü zarar görmüştür. Buna rağmen, bölgedeki bitki örtüsü ve arazi kullanımı, dış etkenler nedeniyle değişen yağmur miktarına göre şekillenmiş ve bitki örtüsü dengesiz iklim koşu

Jeomorfoloji

Gordion’da yapılan jeomorfolojik çalışmalar, burada bulunan Demir Çağı yerleşiminin büyük bir kısmının Sakarya Nehri tarafından taşınan toprağın 3 ila 5 m altında kaldığını göstermiştir. Yerleşimdeki en erken ve geniş çaplı sedimantasyon geç Tunç Çağına tarihlenmiştir. Bu tabaka, daha sonra üzerine Demir Çağı yerleşiminin inşa edildiği, yayılmış ince bir toprak tabakasıdır. Bölgedeki devamlı nehir hareketleri yerleşimin, Aşağı Şehir duvarının 2km ‘lik bir kısmını da içeren büyük bir kısmının

Etnoarkeoloji

Gordion Etnoarkeoloji Projesi, 1995’te Ayşe Gürsan-Salzmann tarafından Gordion kazılarının bir parçası olarak başlatılmıştır. Bu projenin amacı, uzak geçmişi, yaşayan toplumlar ile arasındaki benzer ve karşıt noktaları belirleyerek açıklamak ve yorumlamaktır. Gürsan-Salzmann, Gordion antik kentinin tam üzerine kurulmuş olan Yassıhöyük köyünü birincil odak noktası olarak seçmiştir. 1998 ve 2005 yılları arasında, arazi çalışma alanını genişleten Gürsan-Salzmann, Sakarya-Porsuk nehir vadilerinde

Obje Konservasyonu

Obje Konservasyon Programı, Gordion kazıları sırasında bulunan, çalışılan ve depolanan objelerin profesyonel bir konservasyondan geçmeleri için 1988’de başlatılmıştır. Program, başladığından bu yana, koleksiyonların gelecekte yapılması muhtemel çalışmalar için de ulaşılabilir olmasını temel alarak, koruma üzerine odaklanmıştır.

Konservatörler, arazi çalışmasının her aşamasında hem arkeologlarla hem de araştırmacılarla işbirliği içinde çalışarak bu projede çok önemli bir rol üstlenm

Dijital Gordion

2007’nin başında, Gordion Arkeoloji Projesi, Penn Müzesinde Gordion Arşiv’inin dijital ortama aktarılmasına başladı. Hedefimiz sadece arşivin dijital versiyonunu oluşturmak değil, aynı zamanda materyallerin araştırma ve yayınlanması için faydalı bir araç geliştirmektir.

Son dijital teknolojiler büyük miktarlarda bilgileri (çok miktarda fotoğraf dahil) güçlü bir şek

Mimari Pişmiş Toprak

Arkeologlar tarafından genellikle mimari pişmiş toprak (architectural terracottas) olarak adlandırılan çatı kiremitleri MÖ 7. yüzyılda Yunanistan’da icat edilmiştir. Dizme ve bindirme yoluyla birbirini takip eden tabakalar halinde döşenmiş pişmiş kilden yapılmalarından dolayı, kiremitle kaplanmış çatılar su geçirmez ve yangına dayanıklıdır. Bu nedenle, geleneksel çamur ve saz çatı yöntemlerine göre çok daha avantajlıdır. İlk tasarımları basit ve sadece sağlamlığı nedeniyle tercih edilen model

Gordion “Karalamalar”ı

“Karalamalar”, Gordion Tahribat Seviyesi’nde bulunan binalardan biri olan Megaron 2’nin (Erken Frig/YHSS 6A dönemi) duvarlarından gelmektedir. Bu bina, iç kale kompleksinin dışındaki avluda yer almaktadır. Tamamen taştan yapılmış olup birçok düzensiz geometrik desenden oluşan mozaik taban süslemesi gibi oldukça olağandışı özelliği olduğu anlaşılmıştır.

Bir diğer olağandışı özellik ise, binanın yan ve arka duvarlarını oluşturan taşlar üzerinde dikkate alınacak sayıda taslak çizimleri

Gordion Mobilya Projesi

Rodney Young tarafından yürütülen çalışmalar sonucunda, höyükte ve soylu mezarlarında, Frig mobilyalarından ve ahşap eşyalardan oluşan olağanüstü bir koleksiyon ortaya çıkarılmıştır. 1956 ve 1959 arasında kazılan, W, P ve MM Höyüklerinden (MÖ 9. yüzyılın ikinci ortalarından MÖ 8. yüzyılın sonlarına tarihlenen) birbiriyle paralellik göstermeyen bir grup ahşap eşya (bunların içinde 50 parça ince işlenmiş ahşap parçalar ve 70’ten fazla küçük obje vardır) bulunmuştur.

Bunların içinde ma

Gordion’da Mühürler

Bugüne kadar Gordion’dan mühür veya mühür baskısı olarak nitelendirilebilecek 114 adet eşya çıkarılmıştır. Dönemlere göre sayılar şöyledir: Bronz Çağı’na ait 7 adet mühür ve mühür baskısı; Demir Çağı’na ait bir mühür; Erken Frig Çağı’na ait bir mühür, bir mühür baskısı ve bir olması muhtemel mühür; Orta Frig Demir Çağı’na ait 12 mühür, bir olması muhtemel mühür ve bir mühür baskısı; Akhamenid Dönemi’ne ait 22 mühür, 7 baskı ve muhtemelen yanlışlıkla bir mühür olarak kategorilenmiş bir obje; H

Gordion’da Tekstil Üretimi

Gordion bize Demir Çağı’ndan itibaren, gelişmiş tekstil endüstrisi ve MÖ 1. yüzyıl Anadolusu’nda bu endüstrinin öneminin anlaşılması bakımından önemli bilgiler vermektedir. Üretimin ölçeği tekstil araçları ve Teras Binası’ndaki seri üretim atölyelerinden anlaşılabilmektedir. Bu yapılar yaklaşık bir metre yüksekliğinde, 1-4 megaronlarının arka tarafına denk gelen geniş bir teras üzerine inşa edilmişlerdir. Teras, üretim sektörünün olduğu yeri elit kesimin yaşadığı yerden ayırmıştır. Bu terasa

Gordion’da Cam İşçiliği

Gordion’da 50 yıllık arkeolojik çalışmanın sonucunda kurtarılan cam kaplar, erken cam eşya üretimi koleksiyonlarının en kapsamlılarından biridir. Külliyat 1700 tanımlanmış parçadan oluşur. Bu parçalar Demir Çağı’ndan Roma İmparatorluğu’na uzanan geniş bir zaman dilimine tarihlenir ve antik dünyanın cam işçiliği teknikleri (biçimlendirme, iç kalıplama, şişirme) ve teknolojisi hakkında bilgi verir.

Gordion’da bulunan cam eşyalar çeşitli yerlerden bulunan cam eşyalarla rekabet eder ni

Midas Şehri

Büyük Frig yerleşim yerlerinden biri olan Midas Şehri, Frigya dağlık alanlarının doğusunda, Afyon ve Eskişehir arasında kalan alanda bulunur. Bu yerleşim yerinin eski adı bilinmemektedir ancak 19. yüzyıldan itibaren “Midas Şehri” olarak adlandırılmaktadır. Yerleşim yerine bu isim, “Midas” isminin bir kaya anıtının ön yüzünde yazılı olarak bulunması nedeni ile W.M. Ramsay tarafından verilmiştir.

Midas Şehri, nispeten alçak ama çok geniş, volkanik tüften oluşmuş bir mostranın (kaya ka

Dümrek’teki Frig Kutsal Alanı

Dümrek mabedi (kutsal alanı) Ankara-Eskişehir arasındaki Frig başkenti Gordion’un yaklaşık 33 km kuzeyinde Sakarya Nehri’nin kıvrımında yer alır. Bu sit alanı farklı boy ve şekildeki taştan yapıtları ile Orta Anadolu’nun en dikkate değer antik kutsal alanlarından biridir. Rodney Young’un başkanlığındaki kazıların ilk yıllarından beri Dümrek, Gordion Kazı Ekibi’nin popüler gezi duraklarından biri olmuştu.

Fakat, Lisa Kealhofer başkanlığındaki Gordion Bölgesel Yüzey Araştırma Projesi

Tümülüs MM’deki Cenaze Töreni

Tümülüs MM’de bulunan ağaç mezar odasında 60-65 yaşlarında bir adam, kalın bir boyalı kumaş yığını içinde eşsiz bir ağaç tabuta yerleştirilmişti. Mezar ilk kez açıldığında kralın vücudu çözünmüş olmasına rağmen, mor ve kahverengi boyaların desenleri kumaş tabakasının üzerinde görülüyordu. Muhtemelen, kralın tabutu halkın görebileceği bir törenden sonra bu mezara taşınmıştı.

Kralın tabutunda 14 parçalık ağaçtan yapılmış mobilyalar vardı. Bu mobilyalar, cenazeyi defnetmeden önce yas t

Gordion’daki Erken Frig Yazıtlar

1950’lerin başına kadar, Gordion’da sadece Körte Kardeşler’in kazıları (1900) sırasında bulunan Erken Frig yazıtları (G-101’den G-103’e kadar) biliniyordu. Bunlardan biri Yunanca olarak yanlış tanımlanmıştı. Fakat, 1950’lerin başında Rodney S. Young’un başkanlığındaki Amerikan kazıları, Gordion’un nadir epigrafik zenginliğini gözler önüne serdi. Kazı raporlarındaki yazıtlar hakkındaki ön değerlendirmelerden sonra (özellikle American Journal of Archaeology’deki), 1969’da Hesperia’daki bir maka

Gordion Düğümü

Gordion Düğümü efsanesi, Gordion hakkında anlatılan en ünlü hikayelerden ve Gordion’un konuşmalarda popüler olmasını sağlayan unsurlardan biridir. Olay MÖ 333’de Büyük İskender’in Pers İmparatorluğu’na karşı yürüttüğü kampanya sırasında geçmektedir. İskender, ordusu ile Anadolu’yu geçmekteyken Gordion’a gelir. Bunun nedeni muhtemelen Ege kıyılarında Ankara doğrultusunda doğal bir uğrama noktası olmasıdır.

Makedon kral Gordion’da olduğu sırada Zeus Tapınağı’nda bulunan özel bir araba

Tarihte ve Efsanede Midas

Frig kralı Midas ile ilgili en güvenilir bilgiler, MÖ 717-709 yıllarında hüküm süren çağdaşı Asur kralı II. Sargon’a ait kayıtlardan gelmektedir. Tüm bu zaman boyunca Midas, Asur imparatorluğunun batısında kalan asi küçük kralları etkileyen bir tehdit konumundaydı. Asur kralı Frigya’yı işgal ettikten sonra Midas huzur bozucu davranışlarına son vermiş ve kendisi haraç göndermiştir.

Tarihlenemeyen bir Asur metni Midas’ın muhtemelen bunu takip eden dönemde gerçekleştirdiği anti-Asur di

Frig Kült Pratikleri

Yazılı hiçbir kutsal metin ya da öğreti olmayan bir toplumda dini pratikleri anlamaya çalışıyoruz. Frig dini ile ilgili tüm bilgimiz kült ritüellerinin fiziksel kalıntılarından gelmektedir. Bunlar; Tanrıların tasvirleri, sunular, Friglerin kutsal alanları ve kutsal yerleridir. Frig dili ile ilgili kısıtlı bilgimiz nedeni ile Friglerin tanrıları hakkında ne düşündüğünü bilemiyoruz, ya da dini pratiklerinin doğasını anlayamıyoruz.

Yunan ve Roma tarihi ve edebi metinleri Frig ayinleri

Sezon Raporu 2014

Gordion’un 2014 sezonu yenilenen kazı çalışmalarının ikinci yılıydı. Her ne kadar çalışmalarımızın büyük bölümünü mimari konservasyon ve restorasyona ayırmış olsak da, bu kazı sezonunda özellikle Erken ve Orta Frig dönemlerine (M.Ö. 9. – 6. yüzyıl) tarihlenen sur sistemlerine yoğunlaştık. Bu bültenle sizin destekleriniz sayesinde elde ettiğimiz en yeni keşiflerimizi ve başarılarımızı sizlerle paylaşma şansı buluyoruz. Ayrıca, bu keşiflerimizi Gordion’da sizlere şahsen

Sezon Raporu 2011

Saha çalışmaları ve yaz boyunca süren araştırmaların önemli noktalarını sizlerle paylaşmak istedik. Geçmiş yıllarda olduğu gibi, jeofizik taramalar gibi kale içi ve çevresindeki saha çalışmaları devam etmekte olsa da, yeni buluntular ve öncelikle de daha önceki kazılarda ortaya çıkarılan materyallerin çalışılmasına bu yıl da devam edilmiştir (Şekil 1). Yaz boyunca alanın 10 farklı kesitinde çalışılmış ve bu çalışmaya ekibin üyesi olan 30’dan fazla öğrenci ve bilim insanı dâhil olmuştur.

Sezon Raporu 2012

Bununla birlikte kalede ve çevresinde arazi çalışmaları ve jeofizik araştırmaları devam etti. Yaz boyunca alanda ondan fazla sektörde çalışma gerçekleştirdik. Haziran ve Temmuz’u kapsayan iki aylık çalışma dönemimizde kazı ekibi üyesi olarak otuzdan fazla bilim adamı ve uzman çalışmalarda görev aldı.

Konservasyon

Arazi çalışmalarımızın büyük kısmı höyükte, özellikle Teras Binaları kısmında, bulunan mimari yapıların konservasyonu üzerinde yoğunlaştı (Şekil 1). Bu alan M.Ö

Sezon Raporu 2013

İki aylık sezonumuz süresince özellikle mimari konservasyon ve yenilenen kazıya ağırlık vererek çok çeşitli aktivitelere giriştik. Geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da daha önceki kazı sezonlarında bulunmuş olan malzemenin çalışılmasına büyük önem verdik. Aslında bu çalışma, 2012 sezonunun sonunda inşaa ettiğimiz yeni ve geniş seramik depomuz sayesinde önceki yıllara kıyasla daha kolay oldu. Yaz süresince kazı alanında 10’dan fazla sektörde çalıştık. Ayrıca 35’ten fazla bilim insanı ve uzman