Bölgesel Yüzey Araştırması

Gordion Bölgesel Yüzey Araştırması (GBYA) 1999 ve 2002 yılları arasında yürütülmüştür ve uzun süreli yerleşme düzeni ve Geç Bronz Çağından Akhamenid Dönemine arazi kullanımı arasındaki ilişkiyi incelemiştir. GBYA’nın hedefleri yerleşme tiplerinin belirlenmesi, coğrafik karakterleri, zaman içerisinde yerleşme tiplerindeki değişiklikler ve bozulmalar ve çevre ve kültürel değişimler arasındaki karşılıklı ilişkilerdir.

A man with survey equipment in the plains around Gordion.

Merkezde Gordion yerleşmesi olacak şekilde 20km x 20km bir alan yüzey araştırması bölgesi olarak belirlendi. Topografik olarak, doğuda tepeler, güneyde modern askeri üs ve batıda keyfi bir uzaklık olarak tanımlandı. Topografi 650 m’den (Sakarya üzerinde Gordion’da), Dua Dağı zirvesinde 1400 m’ye kadar değişiklik gösterir ve Porsuk ve Sakarya olmak üzere iki ırmağı içine alır.

Holosen dönemi süresince Gordion’u çevreleyen alanın hızlı değişimi nedeniyle, arazinin uzun süreli erozyonu %100 yoğun bir yüzey araştırmasını uygulanamaz kılmıştır. 1996’daki pilot dönemin ardından, tabakalanmış örnekleme stratejisi seçildi. Buna göre jeolojik olarak sabit alanlara odaklanılmıştı. Bu alanlarda orta-geç Holosen döneminden malzemelerin korunmuş olduğu bekleniyordu.

Toplamda 9 bölgede araştırma yapıldı. İlk dört bölge pilot dönem içinde, örnek stratejiler test edilirken araştırıldı. Örneğin, Kesit 4, Gordion’un doğusunda akarsu topluluğu aşağısında yer alan 1km x 1km ölçülerinde bir bloktur. Bu pilot testler yatay kesitlerin tahıl ekili olmayan tarım alanlarının örneklenmesinde en etkili yöntem olduğunu gösterdi. Daha sonra gelen kesitler Gordion çevresindeki tüm küçük akarsu vadilerinin ve ana kaynak sularını örnekledi ve yüzeyde %5-8’den daha az bir eğimle ve erozyon ya da tortulanma olmadığını gösterdi. Her bir kesit içinde, toplama birimleri seramik parçalarının yoğunluğu ve alan büyüklüğüne göre değişik sayılardaydı (100-200m x 40-50m). Ekipler 5-15 kişiden oluştu ve her bir üye 5m aralıklarla yürüyerek, yüzeyde görülebilen tüm objeleri topladı.

A elevation map of the region around Gordion showing locations of rivers and survey units.
Şekil 2|Yüzey Araştırması alanı.

Bu arkeolojik örnekleme yönteminin önemli bir öğesi, jeomorfolojik yüzey araştırması idi. İki grup yüksek kesimlerdeki alüvyon rejimini örnekledi. Üç tip örnek toplandı. Bunlar: Tarihleme, çökelti tanımı, phytolite analizi idi. Lokasyonlar her kesite yakın arazi tarihini açıklayacak şekilde seçildi. Daha yoğun örnekleme, arkeolojik ve jeomorfolojik, Gordion’un doğusunda yukarı drenajlarda ortaya çıktı.

Seramik ve taş toplanan objeler içinde çoğunluğu oluşturdu. Tüm tanımlayıcı seramik çizildi ve fotoğraflandı. Tüm tanımlanamayan seramik INAA (Instrumental Neutron Activation Analysis) tarafından analizi yapılan Gordion kil örnekleri ile uyum sağladı. Bu analizlerin hedefi tanımlanamayan materyal için bilinen yerel jeokimyasal parmak izi oluşturabilmekti. Jeomorfik ve obje verileri GIS veritabanına eklendi, imgelerden haritalara (jeolojik haritalar, topografik haritalar, SPOT imgeleri, hava fotoğrafları, vs.) giden bir veri oluşturuldu. Phytolitler çökelti örnekleri içinde yer almadı.

Yüzey araştırması alanında belirlenen en erken iki yerleşme Kalkolitik döneme aitti. Seramiklere dayanarak, Erken Bronz Çağı yerleşmelerinin daha çok sayıda olduğu ve Orta Bronz Çağında hızlı bir genişlemenin yaşandığı belirlendi. Çökeltiler MÖ 2300 itibariyle Gordion havzasını doldurmaya başlamıştı. Yüksek kesimlerde tarımsal stratejilerin veya ormanların yok edilmesinin başladığı söylenebilmektedir. Geç Bronz Çağında yerleşim büyük ölçüde küçüldü, seramik parçaları % 50 oranında azalmış, kırsal kesimlerde nüfus azalmıştı. Takip eden Erken Demir Çağı alanda neredeyse yok gibidir. Bu daha ileri oranda nüfus azalması veya arkeolojik olarak görünürlüğünün az olmasına mı bağlıdır, bu kesin değildir. Frig seramik dağılımı kısmen Friglerin genişleyen yerleşimini gösterir. Özellikle Orta Frig döneminde, Gordion’da olduğu gibi, maksimum seviyeye ulaşmıştır ve Akhamenid döneminde tam tersine hızlı bir azalma göstermektedir. Genişleme Hellenistik dönemde tekrar başlar ve en yoğun olarak arazi kullanımı ve yerleşmede Roma döneminde görülür. Erozyonun erken dönemlerdeki durumuna bakarak Hellenistik dönemden Roma dönemine süren yerleşmede ve bölgedeki Roma yerleşmelerinin yoğunluğuna bakarak, tarımsal yöntemlerin Roma döneminde değişmiş olduğu söylenebilir. Bazı toprak koruma yöntemleri, nadasa bırakma ve hayvan sürülerinin kontrolü toprak kayıplarının azaltılmasına yaramış olabilir. Roma döneminden sonra toprak verimsizleşmesinin artarken yerleşim ve nüfus kanıtları azalır. Bunun için bazı sebepler sayılabilir: bölgede artan hayvancılık ya da iklim değişiklikleri (mevsim değişiklikleri ve yağmur rejimlerinde değişiklik erozyonu arttırır).

Bibliyografya

  • Kealhofer, L. 2005. “Settlement and Land Use: The Gordion Regional Survey,” in The Archaeology of Midas and the Phrygians, ed. L. Kealhofer, Philadelphia, pp. 137-148.
  • Marsh, B. 2005. “Physical Geography, Land Use, and Human Impact at Gordion,” in The Archaeology of Midas and the Phrygians, ed. L. Kealhofer, Philadelphia, pp.161-171.